Geleneksel akaryakıt türlerinin sürekli pahalanması ve çevreye zararlı olması LPG gibi alternatif enerji kaynaklarını ön plana çıkarıyor. Dünya üzerinde Hollanda, İtalya, Avustralya ve Amerika gibi ülkeler uzun yıllardır çevre dostu LPG kullanıyor.
Ülkemiz 90’lı yıllardan beri yaptığı atılım ile LPG kullanan ülkeler sıralamasında en önlerde yer alıyor. Trafiğe kayıtlı araçlardan yaklaşık 5 milyon adedi, otogaz dönüşümü yapılmış araçlardan oluşuyor. Çevre platformlarının yoğun çalışması ile çevreci otogaz sistemlerine olan ilgi büyüyor.
LPG Çevre Dostu Mudur?
Genellikle ekonomik kaygılarla otogaz kullanma kararı alan kişiler, aynı zamanda otogazın zararlarını ve yararlarını da araştırıyor. Bu süreçte benzinli ve dizel motorların çevremize olan kötü etkilerini fark eden kişiler çevre dostu LPG sistemini geçişi hızlandırıyor. Özellikle daha temiz ve yaşanabilir bir dünyanın hayalini kuran kişiler bu süreçte daha sorumlu davranıyor.
LPG’nin çevreci yakıt olarak lanse edilmesi haklı sebeplere dayanıyor. Çünkü diğer yakıt türlerinin zararları saymakla bitmiyor. Özellikle dizel motorlardan salınan gazlar; solunum yollarında, damarlarda ve kalpteki hastalıkları tetikliyor.
Yapılan araştırmalar, ülkemizdeki LPG’li araçların yılda 300 bin ağaç kadar olumlu katkı yaptığını gösteriyor. Sorumluluk üstlenen birçok otomobil markası dizel motorlu araçlardan vazgeçerek fabrikasyon çevreci otogaz içeren araçlara yatırım yapıyor. Peki, LPG’nin bu derece çevre dostu olması neden kaynaklanıyor?
- CO2 Emisyonu Oldukça Düşüktür
LPG’nin çevreye katkılarının başında karbondioksit emisyonu geliyor. Doğanın ideal karbon dengesi, insanların umursamaz faaliyetleri sonucu bozuluyor ve bu durum hava kirliliğinin en önemli sebebini oluşturuyor. LPG kullanan araçlar, benzin kullanan araçlara göre çevreye %20 daha az karbondioksit salıyor. Ayrıca yapılan ölçümler LPG’li araçların sera gazı etkisinin “0” olduğunu gösteriyor.
- Çevreye Zararlı Partikül Salınmıyor
Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere birçok sağlık kuruluşu, temiz havanın önündeki en büyük engelin yakıtlardan salınan partiküller olduğunu söylüyor. Sanayi, ulaşım, ısınma ya da gıda amacıyla kullanılan birçok yakıt havaya yoğun şekilde kurum ve partikül bırakıyor.
Çevre dostu LPG, kömür ve oduna göre yaklaşık 35 kat daha az havayı kirletiyor. Dizel motorların partikül emisyonu LPG’ye göre 10 kat daha fazla oluyor. Benzinli motorlarda ise %25 oranında daha fazla kirlilik görülüyor.
- NOx Emisyonu Çok Düşüktür
Emisyon değerleri oldukça düşük olan LPG, nitrik oksit salınımında da etkisini gösteriyor. Vücudun fizyolojik yapısına zararı bulunan nitrik asit, kalp hastalıklarına nörolojik rahatsızlıklara ve romatizmaya sebep oluyor. Çevreci otogaz, en sağlıklı yakıtlar arasında gösterilen doğalgaza göre dahi yarı oranında nitrik asit üretiyor. Benzinli araçlarda, LPG’ye göre 3 kat; dizel araçlarda ise 8 kat nitrik asit emisyonu bulunuyor.
- HC Salınımı Düşük Oluyor
LPG sistemlerinde motora gönderilen yakıt tam olarak tüketiliyor. Homojen oranda yanan yakıt sonucu ortaya oldukça düşük bir hidro karbon çıkıyor. Çevre dostu LPG kullanan bir motor, benzin kullanılan bir motora göre %91 oranında daha az hidro karbon emisyonuna ulaşıyor. Hava kirliliğinin en önemli çevre sorunlarından birisi olarak gösterildiği günümüzde, bu oran oldukça anlamlı olarak görülüyor.
- Otogazda Sülfür Bulunmuyor
Nitrik oksit ile sülfürün normalden fazla bulunduğu ortamda asit yağmurları oluşuyor. Çünkü bu maddeler atmosferde yükseliyor ve havayı kirleten diğer maddeler ile birlikte yağmurlara karışıyor. Asit yağmurları, çevrenin bir anda soğumasına yol açıyor.
Ozon tabakasının zarar görmesi nedeniyle uzun vadede insan sağlığı için büyük tehlike oluşturuyor. Asit yağmurunun görüldüğü yerlerde deniz canlıları azalıyor ve bitkilerin yaşam süresi düşüyor. Çevreci LPG sülfür içermediği için asit yağmurlarını da tetiklemiyor.